Son günlerde kırmızı et fiyatları ve ithalatı ile ilgili birçok haber görüyoruz. Et alırken sadece fiyatına mı bakacağız yoksa yediğimiz şeylerin bizi inşa ettiği bilinciyle özellikle çiğ kırmızı ette başka nelere dikkat edeceğiz?
Her et ürünü gibi kırmızı etin de soğutulmuş reyonda da olsa uzun süre açıkta beklemiş olması risklidir. Üzerinde mikroorganizmaların (mikrop, bakteri, mantar vb) üremesi için uygun ortam oluşur. Ambalajlıysa yırtık ve herhangi bir hasar olmaması gerekir. Hazır paket içinde satılan etlerin son kullanma tarihi mutlaka kontrol edilmelidir.
Etin duruşu da önemlidir. Ete uzaktan bakıldığında toplu, diri, yumuşamamış, kendini salmamış olmalıdır. Eğer et pörsümüş, kendini salmışsa içine su enjekte edilmiş demektir. Maalesef bunu hacmini, kilosunu arttırmak için yapabilmektedirler.
Eti alırken koklayın. Et uzmanı olmasanız da burnunuz size “uzak dur” sezgisi verecektir. Ağırlaşmış bir koku, ilaç veya tuhaf bir koku kesinlikle olmamalıdır. Etin kendine has rahatsız etmeyen bir kokusu vardır.
Etin rengine bakın. Yeni kesilmiş kadar olmasa da canlı kırmızı renkte olmasına dikkat etmek gerekir. Etin kanlı muhafaza edilmesi de doğru değildir. Koyulaşmış renkler taze olmadığını gösterebilir. Tam tersi kıpkırmızı renkler ise boyar madde şüphesi oluşturmalıdır. Et reyonu içindeki gizlenmiş kırmızı renklerin varlığı da sizi yanıltma amacı güden bir işletmenin kırmızı alarm sinyalidir.
Bunlara ek olarak, devamlı satın aldığımız güvenilir yerden alışveriş yapmaya dikkat edebiliriz.
Çiğ ve işlem görmüş et ürünleri satın alırken ve tüketirken iki kere dikkat etmeniz tavsiyesiyle, sağlıklı günler dilerim…
Fatih KÜÇÜKUYSAL
Kimyager