Bu sembole dikkat!

Tüketici Sorunları Derneği (TÜSODER) Genel Başkanı Radyobiyolog Dr. Deniz Öner, gıdada ışınlama yöntemi, ürünlerin korunması hakkında ve dünyada bu yöntemin nasıl, hangi aşamalarda kullanıldığı anlattı…

Sağlıklı ve güvenilir gıdaya erişim temel tüketici hakları arasındadır ve her türlü özeni göstermeyi hak etmektedir. Ne var ki özellikle gıda konusunda her zaman güvenilir ve doğru bilgiye ulaşmak kolay olmamakta, tüketici kime inanacağını şaşırmaktadır. Bu haberlerden biri de ambalajında RADURA sembolü olan ürünlerin Radyasyon ile Pastörize edilmesi konusudur. Zaman zaman sosyal medyada gıdaların ışınlanması ile radyoaktif hale geldiği bilgisi yayılmakta ve gereksiz infiallere neden olmaktadır. Radyasyondan korunma ve sağlık etkileri konusunda doktora sahibi bir uzman ve aynı zamanda Tüketici Sorunları Derneği Genel Başkanı (TÜSODER) olarak bu konuya hem radyasyon hem de tüketici hakları açısından açıklık getirmek isterim.

 

Radyasyon fobisi gerçek mi? Radyasyondan korkmalı mıyız?
Radyasyonla toplumun en yakın ilişkisi şüphesiz tanı ve tedavi amaçlı kullanımı. Sağlık ile ilgili en küçük endişede çocuk, yaşlı demeden röntgen, bilgisayarlı tomografiler çektirirken bunun fayda, zarar oranını hiç sorgulamayız.
Radyasyondan gerçekten korunmak istiyorsak ilk sormamız gereken soru: Radyasyon yerine aynı sonucu, daha güvenilir olarak elde edebileceğim başka bir yöntem var mı? Olmalıdır. Örneğin; Bilgisayarlı Tomografi yerine Manyetik Rezonans/USG kullanılması gibi. Seçenek yoksa da mümkün olan en düşük dozu almak üzere; mesafe, zaman, zırhlama ve doz sınırlamaları gibi temel korunma faktörleri dikkate alınarak kullanılmasını talep etmeliyiz.

Gıdaları neden ışınlıyoruz?
Her türlü gıdayı kaynağında veya mevsiminde satın alma ve hemen tüketme şansımız yok. Ülkenin hatta dünyanın bir ucundan taşınan yiyeceklerin market raflarına ve oradan da tüketiciye ulaşması sırasında oldukça uzun bir süre geçebilmekte ve bu arada gıdada insan sağlığına zararlı olabilecek bozulmalar (böceklenme, küflenme, aflotoksin vb.) oluşabilmektedir.

 

Işınlama sağlığa zararlı mı?
Evet, mikroorganizmaların sağlığını olumsuz etkiliyor!
Radyasyonla ışınlama gıdalarda bozulmaya sebep olan mikroorganizmaların (algler, protozoonlar, funguslar, bakteriler ve virüsler) ve diğer biyokimyasal olayların miktar ve faaliyetlerinin engellenmesi, azaltılması, yok edilmesi ve raf ömürlerinin uzatılması gibi nedenlerle uygun teknolojik ve hijyenik koşullarda yapılmaktadır.
Bu esnada ışınlanan maddeler hiçbir şekilde radyoaktif hale dönüşmemekte, radyasyon yaymamakta ve kesinlikle içlerinde kalıntı oluşmamaktadır.
Bizde gıdalar arasında en çok baharatlar ışınlanmakta, kırmızı/beyaz et, deniz mahsulleri gibi ürünler ise donmuş olarak ışınlanmaktadır.
Ülkemizde 2 adet gama ışınlama tesisi bulunmaktadır. Bunlardan ilk, 1993 yılında endüstriyel alanda tek kullanımlık tıbbi malzemelerin sterilizasyonu amacıyla Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun (TAEK) Sarayköy yerleşkesinde kurulmuştur. Diğeri ise 1994 yılında özel sektör tarafından Tekirdağ Çerkezköy’de kurulan Gamma -PAK gama ışınlama tesisidir.

 

Dünyada gıda Işınlanması ne durumda?
Gıda ışınlaması günümüzde 60’dan fazla ülkede onaylanmış ve dünya genelinde yılda yaklaşık 500 bin tonluk ışınlanmış gıda ürününün ticareti yapılmaktadır. Dünyada en çok araştırılmış, güvenirliliği ve etkinliği kanıtlanmış bir gıda koruma ve işleme teknolojisidir.
Radyasyonla sterilizasyon yönteminin güvenilirliğini sorgulayacak olursak;
Ürünler kendi orijinal ambalajları içerisinde işlem görmektedirler.
Radyasyon kaynağı paslanmaz çelik borular içerisinde bulunmakta, bu kaynaktan çıkan ışınlar ürünler içerisinden geçerken canlı organizmaların DNA’sını tahrip etmek suretiyle bunları bertaraf etmektedirler.

Tıpkı Röntgen filmi çektirir gibi veya X-ışınları ile bavul güvenlik taramasında olduğu gibi ışınlanan ürünler radyoaktif veya radyasyonlu hale gelmez.
Radyasyonla steril edilmiş bir gıdayı yediğinizde mutasyona uğramazsınız. Gıdalar için olduğu kadar tesislerde çalışanlar içinde yüksek güvenlik standartları söz konusudur.
Gıda zehirlenmelerine neden olan hastalık yapıcı mikroorganizmaları zararsız hale getirmektedir.
Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) raporunda; radyasyonla pastörizasyonun gıda bileşimi üzerinde insan sağlığını etkileyecek herhangi bir toksikolojik değişime neden olmadığı, tüketicinin mikrobiyolojik açıdan riskini artırmadığı ve gıdaların besleyici değeri üzerinde bireylerin ya da toplumların beslenme yetersizliğine yol açacak şekilde bir kayba yol açmadığını beyan etmiştir.

Soğuk pastörizasyon, gıdaların bozulmasına neden olan ve insanlarda hastalıklara yol açan mikroorganizmaların azaltılması veya yok edilmesini sağlarken duyusal kaliteyi yani lezzetini de korumaktadır.
Gıda kaynaklı hastalık ve zehirlenmeler ile ilgili çok fazla sorun yaşayan tüketiciler artık geleneksel yöntemlerin her zaman yeterli olmadığını, kimyasalların kullanımının da zararlı olduğunu anlamış ve yavaş yavaş soğuk pastörize edilmiş RADURA sembolü gıdalara yönelmeye başlamıştır.
Sonuç olarak; uygun dozda ışınlanmış bir gıdanın tüketilmesinde, radyasyona maruz kalma nedeniyle kısa veya uzun vadede sağlık açısından bir risk söz konusu olmadığını söyleyebilirim. Aksine üreticiden-tüketiciye ulaşıncaya kadar içinde var olan mikroorganizmaların çoğalması kısa vadede zehirlenmeler ve uzun vadede kansere kadar birçok olumsuz etkiye sahip olabilecektir.

Radyasyonla ışınlanmalar için en büyük risk, gerekliliği kesin olmayan ve yeterli güvenlik önlemleri alınmadan yapılan tıbbi uygulamalardan (girişimsel radyoloji gibi) kaynaklanmaktadır. Hekimlerimizin, diğer ilgili sağlık çalışanlarının ve toplumun özellikle bu konuda daha duyarlı olmasına ve bilinçlendirilmesine büyük ihtiyaç bulunmaktadır.

Radyobiyolog Dr. Deniz ÖNER
 Tüketici Sorunları Derneği (TÜSODER) Genel Başkanı

 

Haber kaynağı: http://mediterranean5n1k.com/bu-sembole-dikkat/ 

Paylaş

Bir cevap yazın

*