ÇOCUĞA SAYGI DUYMAYI ÖĞRENMEK ZORUNDAYIZ!

Paylaşmaktan hiç bıkmadığım bir anımla başlamak isterim:
Birkaç aylığına eğitim amaçlı yurt dışına gitmem gerektiği için, o sırada 10 yaşında olan oğlumu bu duruma hazırlamak üzere ikimiz bir tatile gitmiştik. Son derece keyif aldığı bu ortamda, sohbet esnasında nasıl bir anne olduğumu sormuştum ona. Cevabı, “Sen çok iyi bir annesin, çünkü bana arkadaşlarımın yanında asla bağırmadın” olmuştu. Hayatta çocuklar konusunda aldığım en önemli derslerden biri olmuştu bu.

Çocuğun sadece beslenme, barınma gibi temel gereksinimlerini karşılamanın yetmediğini; onurunu korumanın yani varlığına saygı duymanın önemini daha güzel öğrenemezdim. Yaptığım değil, yapmadığım bir davranış ile anneler liginde şampiyonluğa layık görülmüştüm çocuğumun gözünde. Peki, çocuğun haklarını kim gözetecek, sorumluluk kimde?

Anne ve babaların fiziksel, ruhsal, zihinsel olarak hazır olduklarında bir çocuk sahibi olmalarıyla başlıyor bana göre bir çocuğun hakları. Daha açık sözlü olmak gerekirse, bir çocuk, ebeveynlerinin cinsel faaliyetinin yan ürünü olarak istemsiz, bilinçsiz olarak dünyaya gelmemeli. Maddi ve manevi olarak hazır olan bir aile ortamına, sevgi ile davet edilen bir çocuk için yaşam serüveninin çok daha keyifli olacağı kuşkusuzdur.

Dar ve geniş çevremize baktığımızda çocuklar için kendini keşfedeceği, geliştireceği ideal ortamların varlığını söylemek oldukça zor. Çocuk nüfus oranının yüksek olduğu, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülke ve bölgelerin, aynı zamanda dünyanın ekonomik, sosyal ve hukuki gibi gelişmiş insan hakları açısından geride kalanlar olduğu gerçeğini de kabul etmek zorundayız.
Savaşlar, göçler, kuraklık, eşit olmayan gelir dağılımları sonucu can güvenliği, yoksulluk, açlık gibi en temel insani ihtiyaçların bile dünyanın çok büyük coğrafyasında en büyük sorun olarak karşımıza çıkması söz konusudur.
Yaşamda kalmaya çalışırken eğitimi ihmal edilen bireylerin ileride istihdama katılabilme oranının düşük olması; maruz kalınan her tür stres, şiddet, istismar, psikolojik sorunlar ve çoğunlukla paralel olarak suç oranlarının artması sarmalı ile insanlık karşı karşıyadır.

20 KASIM ÇOCUK HAKLARI GÜNÜ

Özellikle savaş ve yoksulluğun hüküm sürdüğü coğrafyalarda yaşam mücadelesi veren çocukları korumak ve koşullarını iyileştirmek için 20 Kasım 1989 tarihinde Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu 193 ülkenin katılımı ile ‘Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’yi imzalamıştır. Dünya genelinde çocukların karşı karşıya kaldıkları hak ihlallerini gündeme taşımak amacıyla, 20 Kasım tarihi her yıl ‘Dünya Çocuk Hakları Günü’ olarak farkındalık amaçlı kutlanmaktadır. Çocuk hakları, kanunen veya ahlaki olarak dünya üzerindeki tüm çocukların (18 yaşına kadar) doğuştan sahip olduğu; eğitim, sağlık, yaşama, barınma; fiziksel, psikolojik veya cinsel sömürüye karşı korunma gibi haklarının hepsini birden tanımlamakta kullanılan evrensel kavramdır.

Ülkemizin de 2 Ekim 1995’te uygulamaya başladığı bildirgenin ana hatları;

Sağlıklı yaşam hakkı

Her çocuk ulaşılabilir en yüksek sağlık standartlarından yararlanabilmelidir; gerekli tedavi ve iyileştirme hizmetlerinden faydalanabilmelidir. İhmal edilen, terk edilen, istismara uğrayan ya da işkenceye tâbi tutulan çocukların iyileştirilmesi ve yeniden topluma kazandırılmasından devletler sorumludur.

Eğitim hakkı

Eğitim hakkı, çocukların en önemli haklarından biridir. Okuma-yazma bilmeme çok ciddi sorunlara neden olmaktadır. Anne ve çocuk ölümlerinin önde gelen etkenlerinden biri, annenin eğitim düzeyinin düşüklüğü veya okuma-yazma bilmemesidir.
Yaşama hakkının yanı sıra, çocuğun bedensel, zihinsel, duygusal, sosyal ve ahlak gelişimi için eğitime gereksinimi vardır. İnsanın doğuştan getirdiği yeteneklerini geliştiren en önemli araç eğitimdir.

Diğer temel çocuk hakları

Sözleşmeye göre, her çocuğun, temel yaşam hakkının yanında, nüfus kütüğüne kaydolma, isim, vatandaşlık ve mümkün olduğu ölçüde anne-babasını bilme ve onlar tarafından bakılma hakkı vardır. Buna paralel olarak, taraf devletlerin, çocuğun kimliği, tabiiyeti, isim ve aile bağları dahil olmak üzere her türlü koruma hakkına saygı gösterme ve bu konularda yasa dışı müdahalelerde bulunmama yükümlülüğü bulunur.

Çocuğun sağlıklı beslenme ve temiz bir çevrede büyümesi, şiddet, istismar, ihmalden korunması; savaşlardan, kötü alışkanlıklardan uzak tutulması, bedensel bütünlüğüne zarar verecek ortam ve kişilerden uzak tutulması hakları vardır.
Çocuklar sadece anne ve babalarına değil tüm topluma, insanlığa ait varlıklar olarak sevgi ve saygıyla korunup, kollanmayı, geliştirilmeyi hak etmektedirler.

Çocukları zihin, ruh ve beden varlıklarını koruma konusunda anlayabilecekleri yaşlardan itibaren bilinçlendirmek, kendilerini ifade edebilmelerine olanak sağlamak; yeteneklerini ortaya çıkarabilecekleri barışçı, sağlıklı, huzurlu ve sevgi dolu bir dünya ortamı sağlamak için her birimize sorumluluklar düştüğünü hatırlamak üzere 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü kutlu olsun!

Dr. Deniz ÖNER

TÜSODER Genel Başkanı

Haber Kaynağı: https://mediterranean5n1k.com/cocuga-saygi-duymayi-ogrenmek-zorundayiz/

Paylaş

Bir cevap yazın

*