El-ayak ve ağız hastalığı nedir?

Prof. Dr. Özgür Karcıoğlu

TÜSODER Yönetim Kurulu Üyesi

El-ayak ve ağız hastalığı birkaç çeşit virüsten biri ile gerçekleşen bulaşıcı bir hastalıktır. 10 yaş altı çocuklarda ve bebeklerde görülürse de nadiren daha büyük çocuklarda ve gençlerde de görülebilir. Son yıllarda erişkinlerde hastalık sıklığı giderek artmaktadır. Hastalık her yıl özellikle Mayıs-Temmuz, erişkinde ise Nisan, Haziran ve Aralık aylarında birkaç pik yapmaktadır. El, ayak ve ağız hastalığı çoğunlukla kendi kendini sınırlayan, ağır hastalık tablosuna neden olmayan bir viral hastalıktır.

Hangi virüsler etkendir?

Enterovirüs ailesi içinde sayılan Coxsackievirus, Echovirus ve Enterovirusler etken olabilir.

Bulaşma nasıl olur?

Hastalık damlacık yoluyla, yani öksürük-hapşırık, sarılma-öpme gibi temaslarla, vücut sıvılarıyla ya da hasta birinin dışkısı ile temas sonucunda bulaşabilir. Kolay bulaşan bir virüs olduğundan üzerinde virüs bulunan bir elektrik düğmesi veya bir alete dokunma sonrası ellerin yıkanmadan göze, yüzegötürülmesiyle, ortak kullanılan havuzlardaki suyun içilmesiyle de bulaş gerçekleşebilmektedir. Hasta olan bir kişi, bulguların ortaya çıkmasından sonraki bir hafta içinde en fazla bulaştırıcılığa sahiptir. Doğumdan kısa bir süre önce gebe bir kadın hastalığa yakalanırsa, virüsü bebeğe geçirebilir.

El, ayak ve ağız hastalığı evcil veya vahşi hayvanlara bulaşmaz.

Hangi yakınma ve bulgular ortaya çıkar, nasıl tanırız?

Hastalık sıklıkla 3-7 günlük kuluçka süresi bitiminde; ateş, boğaz ağrısı, iştahsızlık, halsizlik ile birlikte ağız içerisinde ve ağız çevresinde, avuç içi ve ayak tabanında döküntüler ile belirti verir. Ateş genellikle 24-48 saat sürer. Ateşten 1-2 gün sonra, ağız içinde herpangina denilen oldukça ağrılı yaralar gelişebilir. Avuç içlerinde ve ayak tabanlarında da bir veya iki gün boyunca döküntüler kırmızı, yuvarlak lezyonlar veya veziküller şeklinde ortaya çıkabilir.

Hastalığın tanısı tüm dünyada hastanın yaşı, klinik bulguları, döküntülerin özellikleri ve döküntülerin bölgesel dağılımı ile klinik olarak konulmaktadır. Bazı şüpheli ve atipik durumlarda örneğin nadir görülen aseptik menenjit gibi komplikasyonlarından şüphe edildiğinde hekim hastanın boğazından veya dışkılarından örnekler alarak, virüs için test yaptırabilir.

Hastalık nasıl seyreder ve iyileşir?

Küçük çocuklar ağızlarındaki ağrılı yaralar nedeni ile su içmekte zorlanabilir ve vücutta sıvı kaybı oluşabilir. Hastalar en geç 7 ile 10 gün içerisinde gelişen tüm bulguların kaybolması ile tamamen iyileşir. Nadiren“aseptik menenjit” kliniğine neden olabilmektedir.

Hastalığın önlenmesi;

Damlacık yolu ve dışkı ile temas ile enfekte kişilerden duyarlı kişilere geçen bir hastalık olduğundan korunma da bu yollarla olacaktır. El-ayak-ağız hastalığına karşı en etkili yöntem hijyen kurallarına dikkat edilmesidir.

Hasta olan kişinin bulgu ve yakınmaları var iken okula ve diğer sosyal ortamlara girmemesi, dinlenmesi uygundur. Su ve sabunla sık sık el yıkamaları, ortak alet, havlu, çatal, kaşık kullanmaktan ve yakın temastan kaçınmaları önemlidir.

Hastalığın tedavisi için öneriler nelerdir?

Hastalığın bir aşısı yoktur. Tedavide kanıtlanmış bir ilacı da bulunmamaktadır. Hasta kendi bağışıklık sistemi ile virüsleri yok edecektir. Yine de hastalarda, yakınmaları hafifletmek için ağrı kesici ve ateş düşürücüler, boğaz ağrısına yönelik gargara ve spreyler kullanılabilir. Çocuklara aspirin verilmemelidir. Sıvı ve beslenme desteği de önemlidir. Bir kişinin ağız yaraları varsa, yutkunmak acı verebilir. Kişi yeterince su, çorba vb. içemiyorsa, damar yoluyla sıvı vermek gerekebilir.

Ateş, baş ağrısı, ense sertliği veya sırt ağrısı görülen kişilerde viral veya aseptik menenjit düşünülür. Bu durum enfekte kişinin birkaç gün hastanede kalmasını gerektirebilir.

El, ayak ve ağız hastalığından sonra birkaç hafta içinde, çoğunlukla çocuklarda ortaya çıkan el ve ayak tırnaklarının geçici kaybı bildirilmiştir.

Resim 1. El-ayak ve ağız hastalığındaki döküntüler. 

Paylaş

Bir cevap yazın

*