Daha hızlı sipariş teslimatı için yarış can alıyor! HAKSIZ TİCARİ REKLAM RAPORU

Sorun tespiti:

Türkiye Motosiklet Platformu -TMP Başkanı ve TÜSODER Eğitim Komisyonu Üyesi Zafer Fatih ÖZSOY ve TÜSODER Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Koordinatör Yazar Serpil ÇAVUŞOĞLU tarafından Ülke çapında çok sayıda motorlu kurye ve trafikte seyreden kişilerin can ve mal güvenliği için risk oluşturan, bazı firmaların hızlı ürün teslimatı için zaman taahhütlerinin yasal olup olmadığının incelenmesi konusu gündeme getirilmiştir.

Tüketici Sorunları Derneği-TÜSODER, Sağlık ve Güvenlik başta olmak üzere tüm Tüketici Hakları kapsamında, sorunların kaynağında çözülmesi ve mağduriyetlerin önlenmesi için her türlü araştırmayı ve çözüm önerilerini yetkili kurumlarla paylaşmaya ve takipçisi olmaya devam edecektir.

KURYELERİN ZAMANLA İMTİHANI

Değişen ve gelişen yaşam şartları ile birlikte insanların ihtiyaçlarının karşılanması açısından kuryelik hizmeti ülkemizde her alanda yaygınlaşarak gelişmeye devam etmektedir. Kuryelik hizmetleri hem insanların hayatlarını kolaylaştırmakta hem de daha geniş çevrelere ürün ve hizmet götürebilme imkanını arttırmaktadır. Ancak, önemi tartışılmaz olan bu hizmetin kuryelik hizmetini gerçekleştiren insanların can güvenliği açısından farklı hukuk disiplinleri kapsamında değerlendirilmesinde fayda bulunmaktadır.

Kurye sınıfının bir alt dalı olan motorlu kuryelik; özellikle kalabalık ve trafiği yoğun olan şehirlerde daha çok ihtiyaç duyulan bir meslek dalıdır.

Motorlu kuryeler, sadece motosikletle çalışırlar ve gün içerisinde çeşitli adreslere küçük ebatlardaki kargo paketleri ile zarflarını dağıtırlar. Bunun yanı sıra tüketicinin vermiş olduğu özellikle yiyecek-içecek ve tüketim siparişlerini de dağıtmakla görevlendirilirler.

Motorlu kuryelik mesleğine olan talep gün geçtikçe daha çok artmaktadır. Motorlu kurye olmak için gereken başlıca şartlar;A2 ehliyete sahip olmak, fiziki bir eksikliğin bulunmaması, varsa eğer görme kaybının fazla olmamasıdır. Bunun dışında, motorlu kurye olacak kişinin yaşadığı şehirdeki semtleri iyi derecede tanıyor olması da gerekmektedir.

Motorlu kuryeler çalıştıkları firmalara bağlı olarak, motosikletlerini kendileri temin edebilirler ya da firmanın motosikletini kullanabilirler. Motosiklet kullanmak oldukça zor olduğu için, motorlu kuryelik mesleğine başlamak isteyen kişinin, uzun bir zaman önceden motosiklet sürme konusunda tecrübeye sahip olması gerekmektedir.

Ne yazık ki, uygulamaya baktığımızda can güvenliğinin ticari kaygılara feda edildiğini üzülerek görmekteyiz.Özellikle büyük firmaların, daha fazla, daha hızlı bir şekilde ürün satmak ve hizmet sunmak kapsamında benzer şirketler ile aralarındaki rekabetten dolayı tüketicilere siparişlerini daha kısa sürede ulaştırma taahhüdü verdiğini ve bu kapsamda reklamlar yaptığını, benzer sektörlerde faaliyet gösteren diğer şirketlerin de bu rekabet kapsamında taahhütte bulunan şirketten daha kısa bir süre içinde teslimat taahhüdü verdiğini görmekteyiz.

 

İŞVERENİN SORUMLULUĞU VE ZAMANSAL TAAHHÜTLERİ

Şirketler arasındaki bu tarz rekabetler her ne kadar şirketlerin ticari hedeflerini gerçekleştirme amacıyla yapılsa da konunun İş Hukuku, İş Sağlığı ve Güvenliği, Türk Ceza Kanunu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Hukuku, Reklam Hukuku, Tüketici Hukuku, Rekabet Hukuku, Karayolları Trafik Yönetmeliği ve Motosikletli Kurye Meslek Standardıkapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir.

İş Hukukukapsamında değerlendirdiğimizde; Firmaların daha hızlı ve daha fazla ürün satmak veya hizmet vermek için verdikleri kısa süreli taahhütler, işçi açısından iş sözleşmesini haklı nedenle feshetmek imkânı doğurmaktadır. Şöyle ki; İş sözleşmesi, 4857 sayılı İş Kanunu’na göre bir çalışan ve bir işveren arasında kurulan iş ilişkisine dayalı, işçinin iş görmeyi, işverenin de bu işe karşılık ücret ödemeyi taahhüt ettiğini gösteren sözleşmedir.

İş sözleşmesinde tarafların birbirlerine karşı hak ve yükümlülüklerini içeren unsurlar söz konusudur: İşçinin sadakat borcuna karşılık, işverenin işçiyi gözetme borcu vardır.İşverenin işçiyi gözetme borcu öyle bir borçtur ki; bu borcun kapsamını 4721 sayılıMedeni Kanun’un 2. maddesinde düzenlenmiş bulunan “Dürüst Davranma”başlıklı düzenleme oluşturmaktadır. Anılan düzenlemeye göre: Herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken, dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.

Gözetme borcunun geniş sınırlarını çizdikten sonra şu şekilde ifade edebiliriz;

İşverenin işçiyi gözetme borcu işçinin kişiliğini, yaşam, sağlık, beden bütünlüğünü korumayı içermektedir. Gözetme borcu işverene; işçinin çıkarları doğrultusunda davranma, onu koruma ve ona yardımcı olma, işçiye zarar verebilecek davranışlardan kaçınma borcu yükler.

İşverenlerin işçileri gözetme borcu kapsamında yer alan başlıca yükümlülüklerinden biri de iş güvenliği önlemlerini alma zorunluluğudur. İş sağlığı ve güvenliğine ilişkin önlemleri alma yükümlülüğü esas olarak işverene yüklenmiştir.

Bu yükümlülüğe dair temel kural, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 417. maddesinde düzenlenmiş bulunan hükümdür. Anılan düzenlemeye göre;

İşveren, işyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak; işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdür. “

Anılan düzenlemenin yanı sıra 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’na dayanarak hazırlanan İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği’nde konu ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. İlgili yönetmeliğin 5. maddesinde işverenin iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri ile ilgili yükümlülüklerine göre; “İşveren, işyerlerinde alınması gereken iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerinin belirlenmesi ve uygulanmasının izlenmesi, iş kazası ve meslek hastalıklarının önlenmesi, çalışanların ilk yardım ve acil tedavi ile koruyucu sağlık ve güvenlik hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla; çalışanları arasından ilgili yönetmeliklerde belirtilen nitelikleri haiz bir veya birden fazla işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı görevlendirir.”

Aynı zamanda yönetmeliğin 8. maddesinde çalışanların hak ve yükümlülükleri düzenlenmiştir. Anılan düzenlemeye göre; “Çalışanlar sağlık ve güvenliklerini etkileyebilecek tehlikeleri iş sağlığı ve güvenliği kuruluna, kurulun bulunmadığı işyerlerinde ise işverene bildirerek durumun tespit edilmesini ve gerekli tedbirlerin alınmasını talep edebilir. “

Tüketicilerin Reklamlara Karşı Korunması

Tüketicilerin, reklamı yapılan ürün, mal ya da hizmetlere ilişkin yeterli bilgi sahibi olmamaları, büyük şirketlerin verdikleri reklamlar karşısındaki güçsüzlükleri ve pazarlama teknikleri ile reklam tekniklerindeki gelişmelerin olumsuz bir şekilde tüketiciye yansıması, tüketicilerin reklamlara karşı korunması ihtiyacını doğurmuştur.

Ticari reklamlara karşı tüketicinin korunmasıamacıyla da 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun‘da yasal düzenlemelere yer verilmiştir. Anılan kanunun 6. Kısmında Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalarana başlığı altında 61. maddede Ticari Reklam başlıklı düzenlemeye yer verilmiş, 62. maddede Haksız Ticari Uygulamalar başlıklı düzenlemenin 3. fıkrasında reklam yoluyla haksız ticari uygulamalarda 61. madde hükümlerine atıfta bulunulmuş ve 63. maddede de Reklam Kurulu’na ilişkin hususlar ile 77. maddenin 12. ve 13. fıkralarında cezai hükümler yasal olarak düzenlenmiştir.

Söz konusu düzenlemeye göre;

Ticari reklamların Reklam Kurulunca belirlenen ilkelere, genel ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına uygun, doğru ve dürüst olmaları esastır.”

Tüketiciyi aldatıcı veya onun tecrübe ve bilgi noksanlıklarını istismar edici, can ve mal güvenliğini tehlikeye düşürücü, şiddet hareketlerini ve suç işlemeyi özendirici, kamu sağlığını bozucu, hastaları, yaşlıları, çocukları ve engellileri istismar edici ticari reklam yapılamaz.”

“Ticari reklamlarda uyulması gereken ilkeleri belirleme ve haksız ticari uygulamalara karşı tüketiciyi korumaya yönelik düzenlemeleri yapma, bu hususlar çerçevesinde inceleme ve gerektiğinde denetim yapma, inceleme ve denetim sonucuna göre durdurma veya aynı yöntemle düzeltme veya idari para cezası veya gerekli görülen hâllerde de üç aya kadar tedbiren durdurma cezası verme hususlarında görevli bir Reklam Kuruluoluşturulur.”

“Haksız ticari uygulamaların tespit edilmesine ve bunların denetlenmesine ilişkin usul ve esaslar ile her hâlükârda haksız ticari uygulama olarak kabul edilecek uygulamalar yönetmelikle belirlenir.”

Atıf yapılan 10.01.2015 tarihli ve 29232 sayılı Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliği’nin 5. maddesinde de temel ilkeler belirtilmiştir.

Anılan düzenlemeye göre;

“Reklamlar; Kamu düzenini bozan, şiddet hareketleri ile yasadışı veya kınanacak davranışlara yol açan, göz yuman, bu davranışları özendiren veya destekleyen unsurlar içeremez.”

 

 

KAMUSAL MENFAATİN İHLAL EDİLMESİ

Konuyu aynı zamanda Ceza Hukuku, Karayolları Trafik Yönetmeliği ve Motosikletli Kurye Meslek Standardıkapsamında da değerlendirmek gerekmektedir.

Tüketicilerin gelişen dünyada taleplerinin hızlı bir şekilde karşılanması isteği, diğer taraftan bu hizmeti sağlayan kişi ya da kişilerin mağduriyetine, daha doğru bir ifade ile toplumun mağduriyetine sebebiyet vermektedir. Şöyle ki; kuryelerin sipariş verilen ürünleri tüketiciye yetiştirebilmek için zamanla yarışması ve birçok trafik ihlallerine sebep olması, yaralamalı ve ölümlü trafik kazalarına ve böylelikle birçok ailenin yok olmasına, birçok hayatın kararmasına neden olmaktadır.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 179. maddesinde Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçudüzenlenmiştir. Anılan düzenlemeye göre: Kara, hava, deniz veya demiryolu ulaşım araçlarını kişilerin hayat, sağlık veya malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare eden kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasıile cezalandırılır.

İşverenlerin ticari kaygılarla tüketicilere mal ve hizmet sunabilmek için kanuna aykırı taahhütlerde bulunmaları, kuryelerin yukarıda ifade ettiğimiz üzere suç işlemelerine ve Karayolları Trafik Yönetmeliğinde yer alan hükümlerin de ihlaline sebebiyet vermektedir.

MYK Motosikletli Kurye Çalışma Grubu’nun katkıları ile hazırlanan Motosikletli Kurye (Seviye 3) Ulusal Meslek Standardı 29 Kasım 2017 tarihli ve 30255 (Mükerrer) sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

Söz konusu mesleki standartlara göre motosikletli kurye; iş sağlığı güvenliği, çevre koruma ve trafik kuralları ve güvenli sürüş teknikleri çerçevesinde; kendisine teslim edilen gönderiyi yerine motosikletle ulaştırma amacıyla, kuryelik faaliyetlerinin iş organizasyonunu, güzergâh belirleme ve ulaştırma faaliyetlerini gerçekleştiren, iş süreçlerinin kalitesinin artırılmasına ve bireysel mesleki gelişimine yönelik faaliyetleri yürüten kişidir.

Motosikletli Kurye; kuryelik süreçlerini, ulaşım planına, kalite süreç ve ölçütlerine göre, beraberindeki gönderinin sorumluluğunu alarak gerçekleştirir. Düzenlemenin 7. sayfasında yer alan “Çalışma ortamı ve koşulları” başlıklı 2.5. numaralı bölümde; risklerin işveren tarafından bertaraf edilmesi gerektiği açık bir şekilde ifade edilmiştir.Anılan düzenlemeye göre;

Motosikletli Kurye (Seviye 3);iş süreçlerinde, trafikte esnek çalışma süreleri içerisinde çalışır. Trafikte zararlı gaz, gürültü, stres altında çalışma ile rüzgârdan ve hava şartlarından kaynaklı meslek hastalıkları gibi risklerden etkilenme olasılıkları söz konusudur. Mesleğin icrası esnasında iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini gerektiren; kaza, yaralanma, sakatlanma ve ölüm riskleri bulunmaktadır. Bu risklerin tamamen bertaraf edilmesi ve önlenebilmesi için, işveren tarafından gerekli önlemler alınır. Risklerin tamamen ortadan kaldırılamadığı durumlarda işveren tarafından sağlanan uygun kişisel koruyucu donanımı kullanarak çalışır.”

Yukarıdaki açıklamalarda ayrıntılı bir şekilde ifade ettiğimiz üzere; kamu ya da toplumun genel sağlık ve menfaati, bireylerin menfaatinden önce gelmektedir.

Ticari kaygılarla kanuna aykırı hareket edilmesi, kamu güvenliği ve yararını tehlikeye sokmaktadır.

İşverenlerin daha hızlı ve daha fazla ürün ve hizmet satışı yapmak için teslimat açısından taahhütte bulundukları süre kuryelerin yanı sıra trafikteki diğer insanların dacan ve mal güvenliğini tehlikeye sokmaktadır.

Bu durum hukuka ve kanuna aykırılık teşkil etmektedir!

Trafikte sağlık ve güvenlik riskine maruz kalan motorlu kurye, yaya ya da diğer araç sürücüleri ilgili Bakanlıklara şikayetlerini iletebilirler.

Diğer taraftan ürün ve hizmet siparişlerinde makul sürelerin altında teslimat baskısı/beklentisi olmaması için Tüketicilerin de bilinçlendirilmesi büyük önem arz etmektedir.

 

Av. Ünal Çağlar GAMSIZ

TÜSODER Sigorta Hukuku Komisyonu Üyesi

Paylaş

Bir cevap yazın

*