Arısız Bal Üretene Devlet Ödül Vermeli

Geçtiğimiz günlerde 15 Mart Dünya Tüketiciler günü kutlandı. Hukuk Danışmanımız ve Tüketici Sorunları Derneği Hukuk Komisyonu Üyesi Avukat Rıdvan Yıldız son bir yıl içerisinde tüketici hakları için verilen mücadele ve yaşanan sorunlarla ilgili bir söyleşi gerçekleştirdik.

Tüketicilerin geçtiğimiz yıl en çok merak ettiği konuların başında kredi dosya masrafı ve kredi kartı aidatlarının iadesi konusu geliyor. Bu konuda gelinen aşama nedir? Tüketiciler bu haksız bedelleri iadesi sorunu çözüldü mü?

Yargıtay’ın dosya masraflarının iadesi edilmesi yönündeki kararı tüketicilerin lehine oldu ve bu sayede bir çok tüketici kredi dosya masrafını iade almayı başardı. Ancak 3 Ekim 2014 tarihinde BDDK tarafından yayınlanan iptali için TÜSODER olarak Danıştay’a da taşıdığımız yönetmelikle dosya masrafı, tahsis ücreti altında yasallaştı. 3 Ekim 2014 tarihinden önceki dosya masraflarını ise 10 yıl geriye dönük olarak tüketiciler halen alma hakkına sahip ama 3 Ekim 2014 sonrası için bu masraf yasallaşmış oldu. Kredi kartı aidatı noktasında ise bu bedeli haksız şart kabul eden Yargıtay 6 ay sonra bu masraf için “sözleşme serbestisi” kararı vererek tüketicileri üzmüştür. Anlaşılacağı üzere dosya masrafı ve kredi kartı aidatı sorunu bankalar lehine tüketici aleyhine çözülmüş durumdadır. Devlet vatandaşı değil bankaları korumayı tercih etmiştir.

Bu yılın çok tartışılan konularından biri de Elektrik Kayıp Kaçak Bedeli’ydı? Yetkili merciler bu konuda tüketici lehine ne gibi adımlar attılar?

Elektrik Kayıp Kaçak Bedeli’nin hem Anayasa’ya hem de yasalara aykırı olduğu, elektrik gibi temel bir ihtiyaçtan bu bedelin alınmasının haksız olduğunu defalarca vurguladık. Bu bedelin iadesi için Yargı yoluna başvurulmasının yargının tıkanması, devletin altından kalkamayacağı mali külfet altına girmesi gibi riskleri olmaması sebebiyle doğru bulmadık. Bu konuda TBMM, EPDK ve Enerji Bakanlığı’nın düzenlemesi yapması talebinde bulunduk. Netice ortaya bir düzenleme taslağı çıktı ve bu taslağın Kayıp Kaçak Bedeli’ni yasalaştırdığını gördük. Yani devlet burada da güçlünün yani Dağıtım Şirketlerinin tarafında olduğunu gösterdi. Kayıp Kaçak Bedeli’nin TBMM Komisyonu’nda görüşülmesi için çağrılan tüketici derneği bir tane iken Dağıtım Şirketlerinin on temsilcisi davet edilmişti. Bu bile devletin Kayıp Kaçak konusunda Dağıtım şirketlerinin yanında olduğunu göstermektedir. Bundan güç alan dağıtım şirketleri tüketicilerle dalga geçecek noktaya gelmiştir. Faturasında Dağıtım Sistemi Bedeli’nin kısaltması Dağ.Sis.Bed. gören ve bu ne bedeli diye soran tüketiciye Dağa sis inince sayaç okumaya ekiplerimiz gelmekte zorlandığından bu bedeli alıyoruz gibi bir cevap verecek noktaya gelmiştir.

Dosya Masrafı ve Kayıp Kaçak Bedelini Geri Alıyoruz diyen bir takım firmalarda ortaya çıktı? Bunlara karşı yaptırım uygulandı mı?

Sayıları yüzleri bulan ünlü isimleri reklamlarında oynatan, internet sitesi açan, telefon arama ve mesajları ile tüketicileri taciz ederek binlerce lira haksız kazanç sağlayan firmalara yaptırım uygulanması için TÜSODER olarak suç duyurusunda bulunduk ve tespit ettiğimiz firmalara yaptırım uygulanması için Reklam Kurulu’na şikayet ettik. Ancak aylar geçmesine rağmen Türk Ceza Kanunu ve Avukatlık Kanunu’nu ihlal eden bu dolandırıcılara karşı adım atılmadı. Açıkçası şu saatten sonra haksız kazanç cebe indirildi, bilgi azlığı istismar edilen tüketiciler de ne yazık ki dolandırıldı. Şu saatten sonra bu uzun uğraşlar sonucu tüketici lehine kazanılan hakları istismar eden dolandırıcılara karşı yaptırım uygulansa dahi bir anlamı yok. Ne yazık ki devletin hantallığı bu şahıslara cesaret vermekte ve bu sayede “Madem kanunsuz, devlet neden müdahale etmiyor.” Gibi savunma yapmalarına zemin hazırlamaktadır.

Televizyonlarda, radyolarda sahte bal reklamları devam etmekte, bu konuda ne gibi çalışmalarınız oldu?

Söz konusu ballarla ilgili yapılan analizlerde bu balların sahte olduğu, arısız bal olduğu anlaşılmaktadır. Bu konuda da diğer konularda olduğu gibi ilgili mercilere yapılan şikayetler sonuçsuz kalmıştır. Buradan devletin arısız bal yapılabileceği yönünde bir kanaatinin olduğu sonucuna vardık açıkçası. Bu durumda arısız bal açıkçası bir buluş, bir icat harika bir girişim olarak değerlendirilebilir. Devlet bu girişimi ödüllendirsin ki ineksiz süt, tavuksuz yumurta gibi yeni girişimcileri de cesaretlendirsin şeklinde bir düşünce belirdi açıkçası. Devlet arısız bal olmayacağını düşünseydi şimdiye kadar gereken yaptırımları uygulardı.

Geçtiğimiz yıl cep telefonlarımız reklam mesajları yağmuruna tutuldu. Bu mesajlar hayatımızdan ne zaman çıkacak?

Geçtiğimiz aylarda yasalaşan ve 1 Mayıs 2015’te yürürlüğe girecek olan  Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun bu istenmeyen mesajlar konusunda önemli yaptırımlar getirmekte. Ancak kanun 1 Mayıs 2015’e tutulan veriler bakımından istisna getirmektedir. Bu da 1 Mayıs 2015’e kadar veri kaydı yapanlar mesajlarla taciz etmeye devam edeceklerdir. Esasında ülkemizde ciddi bir veri güvenliği zafiyeti bulunmaktadır. Bir şekilde GSM firmaları, Bankalar ya da çeşitli şekillerde hukuksuz yollarla ele geçirilen veriler yetkisiz ellerde dolanmakta ve satılmaktadır. Bu da tüketiciler açısından ciddi risk taşımaktadır. Bu konuda devlet tarafından ciddiyetle takip edilmeden çözümü kolay değil ne yazık ki.

İstanbul Otogar’ında 25 dakikalık ücretsiz otopark hakkının vatandaşlara kullandırılmadığı biliniyor. Bu konuda yetkili merciler gereken adımları neden atmıyor?

Bu konuda hem Ulaştırma Bakanlığı’nın ilgili Bölge Müdürlüğü’ne hem de İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne başvurduk. Ulaştırma Bakanlığı’nın cevabı topu taca atan, sorularımıza cevap vermek yerine bir takım konuyla ilgisiz bilgiler verilen bir cevap oldu. İBB ise yaklaşık 3 milyon TL ceza kesildiği yönünde yazılı cevap verdi. Şu soru akla gelebilir “Madem 3 milyon para cezası verilmişse bu işletici firma neden 25 dakikalık ücretsiz otopark kuralını ihlal ediyor.” Bunun sebebi elbette ki kesilen para cezasının çok daha üzerinde bu işten kazanç sağlamasıdır. Yani ceza ödemeyi göze alıp ihlale devam etmektedir. Aslında bu bize her konuda karşımıza çıkan yaptırımların caydırıcı olmaması sorunuyla yüzleştirmektedir.  Maalesef devletin yaptırımları hafif kalmaktadır. Bu da tüketiciyi istismar edenlerin fiillerine devam etmelerine yol açmaktadır.

Tüketicilerin bir çok sorununa değindik. Peki genel olarak tüketici hakları konusunda beklenti ve temennileriniz nelerdir?

Tüketicilerin haklarının geliştirilmesi önemli ancak uygulamada görmekteyiz tüketici mevcut haklarını bile yeterince kullanamıyor. Bu genellikle bürokrasinin hantallığından, yargının yavaşlığından, devletin umursamazlığından kaynaklanmaktadır. İleri süreçte beklentim, tüketicilerin haklarının korunması ve geliştirilmesi konusunda devletin hızla ve etkin olarak yer almasıdır. Bunun yanında tüketici bilincinin de artması temennilerim arasında diyor ve tüketicileri haksızlara uğramadığı günleri görmemizi diliyorum..

Paylaş