YARGITAY 23. Ceza Dairesi
Esas: 2015/72
Karar: 2015/1029
Dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanık A…’in, kendisine ait 2006 model … marka ve yaklaşık 125.000 kilometredeki aracını, göstergesinde oynama yaparak 100.000 kilometrenin altına indirdikten sonra değerinin üzerinde bir bedelle tanık R…’ye 11.01.2010 tarihinde sattığı, tanık R…’nin aynı aracı 22.03.2010 tarihli noter satış sözleşmesiyle şikayetçi M…’a sattığı, şikayetçinin aracı tanıdığı oto tamircilerine götürerek yüzeysel olarak kontrol ettirdiğinde herhangi bir sorun olmadığını söyledikleri, aracı kullanmaya başladıktan bir süre sonra aracın arıza yapması üzerine özel bir servise götürdüğü ve aracın gerçek kilometresinin 130.000 civarında olduğunu öğrendiğinin iddia edildiği olayda, sanık, tanık ve şikayetçi beyanları, araç bakım faturaları ile tüm dosya kapsamına göre, eylemin dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna dair kabulde isabetsizlik görülmemiş olup, sanığın basit bir incelemeyle anlaşılamayacak ve ancak teknik inceleme sonucu tespiti mümkün olacak şekilde yüksek olan kilometre göstergesini teknik müdahale ile düşürterek aracını gerçek değerinin üzerinde satmış olması ve D… satış elemanı olan tanık R…ın aracın takas olarak alındığı sırada kilometresinin 125.000 olduğunu beyan etmesi ve buna ilişkin düzenlenen ekspertiz raporunu ibraz etmiş olması karşısında, tebliğnamedeki bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
1-Sanık hakkında belirlenen temel gün adli para cezasının, para cezasına çevrilmesi sırasında uygulama maddesi olan TCK’nın 52/2. maddesinin gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 232/6. maddesine aykırılık oluşturulması,
2- 5237 sayılı TCK’nın 52/4-son maddesi gereğince para cezasının taksitler halinde ödeneceğine karar verilirken, ödenmeyen para cezasının hapse çevrileceği ihtarında bulunulmaması,
Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısı ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu aykırılık aynı Kanun’un 322. maddesi gereğince yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün ilgili kısmına “TCK’nın 52/2 gereğince” ibaresinin yazılması suretiyle ve “5237 sayılı TCK’nın 52/4. maddesi uyarınca ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğine” ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 29/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.