Siyanür Zehirlenmesi

Prof. Dr. Özgür Karcıoğlu

İzmir’de 15.05.2019 tarihinde zehirlenme ile ölen iki olgu nedeniyle yazılmıştır.

Genel bilgi:Siyanür antik çağlardan beri bilinen güçlü bir zehirdir. Kimyasal olarak CN bileşiği içeren maddelerdir. Artık daha seyrek görülse de siyanür bileşikleri halen önemini korumaktadır. Siyanürü diğer birçok maddeden ayıran özelliği çok küçük dozlarda bile saniyeler içinde ölümcül zehirlenmelere yol açabilmesidir. Bu nedenle tedavide de erken müdahale esastır.

Nerede bulunur?Kiraz, badem, kayısı, şeftali, erik, fasulye, patates, turp, lahana, şalgam, brokoli ve mısırgibi bitki ve meyvelerde/ çekirdeklerinde siyanür içeriği (amygdalin) bulunmakta ve belli miktarlarda zehirli etkilere de yol açabilmektedir.

Naylon, akrilik ve plastik üretim sanayileri ve madencilik gibi birçok alanda kullanılmaktadır. Altın ve gümüş üretiminde kullanılan siyanür, korumalı sistemler ile kullanılmazsa zararlı etkileri olmaktadır. Ayrıca dericilik, gübre üretiminde, fare ve böcek ilaçlarında da bulunabilmektedir.

Çağdaş dünyada en çok günlük yaşamda sigara dumanı ve yangın durumunda çıkan dumanın solunması ile alınmaktadır.

Nasıl tanınır?Buharlaştığında acı bademi andıran keskin kokulu bir gaz halindedir (hidrojen siyanür, HCN). Sodyum ve potasyum ile oluşan siyanür tuzları beyaz renkli katı maddelerdir ve siyanür içeren maddeler içerisinde en sık görülebilendir.

Madde kanda bulunan demire kalıcı bir şekilde bağlanarak dokuların oksijeni kullanmasını engeller. Bunun sonucu hipoksik şok ve ölüme yol açacaktır.

HCN (Hidrojen siyanür) buharları en hızlı etki gösterir ve dakikalar içinde ölüm ile sonuçlanır. Siyanür tuzları ağız yoluyla alınırsa zehirlenme yavaş olur, tedavi ile kişi sağ kalabilir.

Hafif/yavaş zehirlenmede halsizlik, baş dönmesi, sersemlik, bulantı, kusma görülmektedir. Orta derecede zehirlenmede hiperpne ve taşikardi gelişmektedir. Siyanoz olmaması ile birçok zehirlenmeden ayrılabilir. Orta düzeyde maruziyette belirtiler bir saatten önce görülmeyebilir. Alım sürüyorsa bilinç kaybı, nöbet ve solunum durması gelişir.

Analizlerde siyanür 3-6 aya kadar bulunabilmektedir. Bu nedenle siyanür ile ölüm kuşkusu varsa gelişmiş bir laboratuara örnek gönderilmesi ve otopsi yapılması önemlidir.

Tedavi:

Zehirlenme solunum yoluyla olmuşsa, hasta temiz havaya alınmalı, elbiseleri çıkartılmalı, Cilt sabunlu su ile, gözler çeşme suyu ile en az 15-20 dk yıkanmalıdır. Yüksek dozda oksijen verilmelidir.

Hastaya ilk destek tedavi (oksijen, damar yolu açılması) ile birlikte özgül panzehir (antidote) tedavisi uygulanır. Bunlar amil nitrit, sodyum nitrit ve sodyum tiyosulfattır. Bulunabiliyorsa hastaya hemen amil nitrit ampulu kırılarak solutulmalıdır.

Hastaya sodyum nitrit verildiğinde hemoglobin siyanür yerine bu madde bağlanıp oksijen sunumunun devamını sağlayacak ve hastanın yaşamını kurtarabilecektir.

Siyanür panzehir (antidot) kiti yaşam kurtarıcı tedavidir. Bu kitin içeriği: Sodyum Tiyosülfat, Sodyum nitrit, amil nitrit, hidroksikobalaminden oluşur.

Siyanür Antidot Kiti

  1. Amil nitrit (Her kitte 12 ampul) sadece inhalasyon tedavisi için kullanılır.
  2. Sodyum nitrit : 300 mg/10 mL (%3) enjeksiyonluk solüsyon. (Her kitte 2 ampul), Damardan 5- 5 mL/dk hızla verilir.Çocuklar için 0.12- 0.33 ml/kg toplam 300 mg/10 ml’ye kadar sodyum nitrit verilir.
  3. Sodyum tiyosülfat : % 25’lik solüsyondan 50 mL şişe

 

Ayrıca Cyanokit™ 5 gr hidroksokobalamin içerir ve 70 mg/kg olacak şekilde 30 dk. içinde infüze edilir.

Aktif kömürün etkisi tartışmalı ise de ciddi zehirlenmelerde verilebilir.

Bu başlangıç tedavisinden sonra, belirti ve bulguların gelişimine göre destek tedavisine devam edilir.

Ek bilgiler (sağlıkçılar için):Sıcak ve kuru havada hızla buharlaşan bir maddedir. Kaynama noktası 26-28 C’dir. Sudan hafiftir (özgül ağırlığı: 0,699). Sıvı siyanür de gaz hali gibi renksizdir.

Yangınlarda birçok plastik ve poliakrilik madde yandığında siyanid gazı açığa çıkar. Hatta yangın durumunda siyanür, deriden emilim yoluyla da kana geçebilmektedir. Çoğu yangın kurbanının ölüm nedeni karbonmonoksit veya CO2 değil siyanid zehirlenmesidir.

Dünyada üretilen siyanürün beşte biri madencilikte özellikle altın üretiminde kullanılmaktadır. Küçük gibi görünen işletme kazalarında bile önemli miktarda siyanür açığa çıkıp kişiler üzerinde zehirleyici etki oluşturabilmektedir.

Siyanür toksik etkisini demir iyonunun ferrik (Fe+3) formuna bağlanarak gerçekleştirir. Vücutta sitokrom oksidaz başta olmak üzere birçok enzim sistemini bozar. Oksidatif metabolizma ve fosforilasyon bozulur. Oksijen dokulara normal olarak ulaşmakta, ancak burada kullanılır hale gelemez.

Lethal doz (ölümcül doz) 0.5-1,5 mg/kg arasında değişmektedir.

Siyanür organizmada siyanat ve tiyosiyanata oksitlenmektedir. Düşük dozlarda, sülfür transferaz enzimiyle tiyosiyanata (SCN) dönüşerek idrarla atılır. 30 ppm siyanür, vücutta sekiz saat içinde uzaklaştırılır.

Kronik siyanür zehirlenmesiise guatr ve hipertiroidizme yol açabilir.

Otopsi:Pek çok olguda siyanüre özgü diyebileceğimiz bir bulgu görülmez. Acıbadem kokusu alınabilir. Pupillalar geniş, dudaklar ve yüz kırmızı olabilir. Ölü sertliği erken başlar, uzun surer. Kanın pıhtılaşmayıp akıcı olması da dikkat çeker. Mide mukozası konjesyonedir.

Postmortem analizlerde siyanür 3-6 aya kadar bulunabilmektedir. Bu nedenle siyanür ile ölüm kuşkusu varsa gelişmiş bir laboratuara örnek gönderilmesi ve otopsi yapılması önemlidir.

 

Paylaş

Bir cevap yazın

*