Prof. Dr. Özgür Karcıoğlu
İstanbul Eğt. ve Araş. Hst.
Yetişkinlerde ölümlerin en sık nedeni olan kardiyovasküler hastalıklar her an her yerde görülebildiği gibi doğa yürüyüşleri gibi etkinliklerde de karşımıza çıkabilir. Genel bir anlatımla akut koroner sendromlar (AKS) dediğimiz bu grup hastalıklardan ani olarak ortaya çıkıp yaşamı tehdit eden grubu Akut Myokard İnfarktüsü (AMI) adını alır. AKS saptanan olguların yaklaşık yarısı hastaneye varmadan kaybedilir.
Göğüs ağrısı (angina pektoris) AKS olgularında en önemli yakınma olmakla birlikte kural değildir. AKS olan hastalar göğüs ağrısı dışında palpitasyon (çarpıntı), nefes darlığı, baygınlık/bilinç kaybı ile de karşımıza çıkabilirler. Bazı grup hastalarda (yaşlılar, diyabetikler, menopoz öncesi kadınlar gibi) alışılmış semptomların dışında halsizlik ve yukarıda sayılanlar gibi farklı yakınmalar çok sıktır.
Ağrı neden ve nasıl olur?Ağrı damar tıkandığı için kansız ve oksijensiz kalan kalp kası dokusunda laktik asit ve CO2 birikmesinden kaynaklanır. Hasta rahatsızlığını ağrı, basınç, sıkıştırma veya ezme hissi olarak anlatabilir. Ağrı sıklıkla hazımsızlık hissiyle karıştırılır. Hastaların yalnız 1/3’ü sadece göğüs ağrısından yakınır. Diğer hastalarda ağrı omuz, kol, boyun, çene veya sırta yayılım gösterir (Şekil 1).Bunun yanında birçok hastada sıkıntı duygusu (anksiyete veya ajitasyon), nefes darlığı, terleme, bulantı ve kusma olur.
Şekil 1.Kalp krizi gösteren tipik göğüs ağrısında hastanın yüzüne yansıyan şiddetli ağrı ölüm korkusu ile birliktedir. Göğüs orta kısmında yaygın olarak hissedilen, sırta, kollara, karın üst kısmına, boyun ve çeneye kadar geniş bir alanda ağrı hissedilebilir.
Hastadan neler öğrenelim?Hastanın sürekli kullandığı özellikle kalp ilaçları öğrenilmelidir. Önceden diyabet, ateroskleroz (damar sertliği), kolesterol düzeyi yüksekliği, sigara içimi varlığı, hipertansiyon, ailede erken yaşta kalp krizi öyküsü hastanın kalp krizi geçirme olasılığını artırır; ancak bu risklerin olmadığı hastalarda da AKS görülebilir.
Hastada nelere bakalım? Kan basıncı, solunum sayısı, nabzın sayısı ve düzenli olup olmayışı ve bilinç düzeyine eldeki olanaklar ölçüsünde bakılabilir. 112 personeline bildirmek için bunlar kayıt edilmelidir. Normal bilinç düzeyinin olmaması beyne yeterli kan gitmediğini düşündürür. Ciltte soluklaşma, soğuk terleme sıklıkla görülür. Hastanın kalp hastalığı nedeniyle tedavi gördüğünü gösteren diğer belirtiler kardiyak operasyon izi (göğüs orta kısmında boylamasına uzanan kesi izi), kalp pili (pacemaker) veya nitrat içeren patch (yama) olabilir.
Tedavi: Göğüs ağrısı olan tüm hastalar hastaneye götürülmelidir.Göğüs ağrısında yakınan ve uyumlu bir öyküsü olan tüm hastalar aksi kanıtlanıncaya dek kalp krizi, enfarktüsolarak kabul edilmelidir.
Alanda biz neler yapabiliriz? Kalp kasının oksijen gereksinimini azaltmak için hastayı fiziksel ve duygusal olarak dinlenme durumuna almak gerekir. Hasta rahat ettiği pozisyonda olsun. Bazı hastalar oturarak, bazı hastalar ise yatarak daha rahat olacaktır. Hastaya güven verici açıklamalarda bulunun. Kalkmasına, yürümesine izin vermeyin.
Yüksek akımlı oksijen vermek mümkün değilse temiz hava bulunan bir ortama çıkarılmalıdır. Hastada veya başka birinde bulunuyorsa tablet veya spray şeklinde nitrogliserini dil altı uygulayın. Bir veya iki doz nitrogliserin ile hastanın ağrısı geçmiyorsa basit bir göğüs ağrısı olmadığını, kalp krizi/myokard infarktüsü gibi daha ciddi bir olay varlığını düşünmelisiniz.
Sonuç ve özet: Doğada göğüs ağrısı olan hastaya yaklaşım basamakları:
- Oksijen vermek/temiz havaya çıkarmak, giysileri gevşetmek
- 112’yi arayarak durumu anlatıp yardım istemek (diğer uygulamaların hiçbiri yardım istemeyi geciktirmemelidir).
- İlaçları (aspirin, nitrogliserin) ve allerjisini, önceki kalp hastalığı öyküsünü öğrenmek
- Nabız ve solunum hızı ve düzenliliği, bilinç durumunu olabildiğince anlamak. Bulunabiliyorsa manuel tansiyon aleti ile kan basıncını kontrol etmek. Bazı akıllı telefonlardaki uygulamalar bunları algılayıp raporlamaktadır.
- Göğüs ağrısı hakkında bilgi almak, bulantı, ciltte solukluk, soğuk terleme, iştah kaybı gibi ek bulguları not etmek.
- Benzer bulgular şeker hastalarında kan şeker düzeyinin düşmesi (hipoglisemi) ile de görülebileceğinden kolayca ulaşılabiliyorsa kan şekerini ölçmek. Düzey 60 mg/dL altında ise bilinci açık hastalarda 100-200 mL şekerli su vb içirilebilir.
- Hastayı en rahat ettiği pozisyonda tutmak, ek hareketini (yürüme vb) engellemek
- Hasta ile sakinleştirici şekilde konuşmak, heyecanı azaltmak
- Bulunabilirse tablet veya spray şeklinde nitrogliserini dil altı uygulamak. 2-3 kezden fazla denenmemelidir, kan basıncının aşırı düşmesine yol açabilir. Erkeklerde uygulamadan önce son 48 saat içinde sildenafil ve benzeri (Viagra ve eşdeğerleri) ilaç alımı dışlanmalıdır.
- Yakınlarda sağlık merkezi bulunuyorsa 12 derivasyon EKG alınmalıdır.