Nihai tüketiciye yapılan satışlar için tanzim edilen faturalarda T.C. Kimlik Numarası’nın bulunup bulunmayacağı hk.

Konu: Nihai tüketiciye yapılan satışlar için tanzim edilen faturalarda T.C. Kimlik Numarası’nın bulunup bulunmayacağı hk.
T.C.

GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI

İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI

Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

Sayı:B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-672

08/06/2011

Konu: Nihai tüketiciye yapılan satışlar için tanzim edilen faturalarda T.C. Kimlik Numarası’nın bulunup bulunmayacağı hk.

İlgide kayıtlı  dilekçenizde, tekstil sektöründe toptan ve perakende satış işi ile iştigal ettiğiniz belirtilmekte ve nihai tüketicilere yapılan satışlara ilişkin düzenlenen faturalara tüketicinin T.C. Kimlik Numarası’nın yazılıp yazılmayacağı hususunda görüş talep edilmektedir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 232 nci maddesinde, “Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler:

1. Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara;

2. Serbest meslek  erbabına;

3. Basit usulde tespit olunan tüccarlara;

4. Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere;

5. Vergiden muaf esnafa.

Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlar da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler.

Yukarıdakiler dışında kalanların, birinci ve ikinci sınıf tüccarlar ile kazancı basit usulde tespit edilenlerden ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerden satın aldıkları emtia veya onlara yaptırdıkları iş bedelinin 50.000.000 lirayı (402 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 01.01.2011’den itibaren 700. -TL) geçmesi veya bedeli 50.000.000 liradan (402 Sıra No.lu V.U.K Genel Tebliği ile 01.01.2011’den itibaren 700. -TL) az olsa dahi istemeleri halinde emtiayı satanın veya işi yapanın fatura  vermesi mecburidir…” hükmü bulunmaktadır.

Mezkur Kanunun 231 inci maddesinin (6) numaralı bendinde ise “Bu Kanunun 232 nci maddesinin birinci fıkrasına göre fatura düzenlemek zorunda olanlar, müşterinin adı ve soyadı ile bağlı olduğu vergi dairesi ve hesap numarasının doğruluğundan sorumludur. (Ancak bu sorumluluk, aynı maddenin 2 nci fıkrasının uygulandığı halleri kapsamaz.) Fatura düzenleyenin istemesi halinde müşteri  kimliğini ve vergi dairesi hesap numarasını gösterir belgeyi ibraz etmek zorundadır.” hükmü yer almaktadır.

Yukarıda yer alan Kanun hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, anılan Kanunun 232 nci maddesi uyarınca fatura düzenlemek ve almak zorunda olan mükellefler, münhasıran bu maddenin birinci fıkrasında sayılanlara düzenledikleri faturalarda, müşterinin ad ve soyadı ile bağlı olduğu vergi dairesi ve hesap numarasının doğruluğundan sorumludurlar.

3 Seri No’lu Vergi Kimlik  Numarası Genel Tebliği’nin 1.1 Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı Olan Kişiler başlıklı bölümünde,

” Vergi kimlik numarası almış olan  Türkiye Cumhuriyeti tabiyetinde bulunan gerçek kişilerin vergi kimlik numaraları ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numaralarının eşleştirilmesi sonucunda, vergi dairesi kayıtlarında Türkiye Cumhuriyeti tabiyetinde bulunan gerçek kişilerin vergi kimlik numaralı onbir haneli rakamdan oluşan Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasına dönüştürülmüş olup, 01.07.2006 tarihinden itibaren vergi dairelerince fiilen Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası kullanılmaya başlanılmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti tabiyetinde bulunan gerçek kişiler için vergi kimlik numarası olarak Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasının kullanılmaya başlanıldığını tarihten itibaren belgelerde vergi kimlik numarası satırına  onbir haneli Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası yazılacaktır. “

açıklamalarına yer verilmiştir.

Bu itibarla,  şirketinizin anılan  Kanunun 232 nci maddesinin birinci fıkrasında sayılanlara fatura düzenlemesi halinde, bu belgelerde vergi kimlik numarası veya T.C. Kimlik numarası bilgisine yer verilmesi zorunludur. Ancak, bu belgelerin mezkur fıkrada sayılmayanlara, örneğin nihai tüketicilere düzenlenmesi halinde vergi kimlik numarası veya T.C. Kimlik numarası bilgisine yer verilme zorunluluğu bulunmamaktadır.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.

(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.

(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.

Bir cevap yazın

*