Mal Varlıklarına El Konulan Firmalardan Konut Alan Tüketiciler Ne Yapmalı?

Tüketici Sorunları Derneği (TÜSODER) Genel Başkan Yardımcısı ve Emlak Komisyonu Başkanı Hatice Kolçak’dan mal varlıklarına el konulan konut firmalarından konut alan tüketicileri rahatlatacak açıklamalar geldi. TÜSODER Genel Başkan Yardımcısı ve Emlak Komisyonu Başkanı Kolçak, “TÜSODER olarak yaşanan bu süreçte çeşitli başlıklar altında gözaltına alınan firmalarla ilgili devletin diğer sektörlerde olduğu gibi konut sektörü için de kanun hükmünde kararnameler yayınlanacağı beklentisi içerisindeyiz.” dedi.

Konut almak için çeşitli firmalarla sözleşme imzalayan vatandaşın konutlarını alamayacağı düşünülüyor. Konuyla ilgili Tüketici Sorunları Derneği(TÜSODER) Genel Başkan Yardımcısı ve Emlak Komisyonu Başkanı Hatice Kolçak tüketicileri ilgilendiren önemli konu başlıkları hakkında açıklamalarda bulundu.

Alınan Konutların Teslim Edilmemesi

İmzalanan projelerde tüketicilerin tedirgin olduğunu vurgulayan Tüketici Sorunları Derneği(TÜSODER) Genel Başkan Yardımcısı ve Emlak Komisyonu Başkanı Kolçak yaptığı açıklamada konuyla ilgili olan tüketicilerin beklemesi gerektiğinin altını çizdi ve ekledi: “Firma sahiplerinin kişisel mal varlıklarına el konulması firmanın proje veya ticari faaliyetleri durdurmamaktadır. Tüketiciler derneğimize bu konuyla ilgili çok sayıda şikâyette bulunuyor. Öncelikle sakin olunmasını ve sürecin iyi gözlenmesi gerektiğini belirtmem gerekir. Sürecin stresli ve karmaşık geçtiğinin farkındayız. Ancak yaşanan bu süreçte çeşitli başlıklar altında gözaltına alınan firma sahipleriyle ilgili devletin diğer konularda olduğu gibi konut sektörü için de kanun hükmünde kararnameler yayınlanacağı beklentisi içerisindeyiz. Bu konuyla ilgili takibimiz sürmekte herhangi bir açıklama yapıldığında sizlerle sosyal medya aracılığıyla paylaşıyor olacağız.” dedi.

Devletin eğitim sektöründe yaptığı uygulamayla ilgili de önemli noktalara değinen Kolçak, “Geçtiğimiz dönemde eğitim sektöründe çıkan kanun hükmünde kararname örneğinde yaşanan 60 gün itiraz etme sınırlaması bu konu içinde geçerli olabileceği için tüketicilere önerimiz konunun her an takibinde olmalarıdır. Haklarını kaybetmemeleri için bu zaman sınırlaması önemlidir.”dedi.

Kayyum Atanan Şirket Batar

Son dönemde konuyla ilgili gündemden düşmeyen “Kayyum Atandı” başlıklı haberlere karşı vatandaşın yaklaşımını değerlendiren TÜSODER Genel Başkan Yardımcısı ve Emlak Komisyonu Başkanı Hatice Kolçak: “Kayyum’un asıl amacı yolunda gitmeyen işleyişi düzeltmek ve işlerin daha doğru şekilde yapılmasını sağlamaktır. Vatandaş her kayyum talebine bu şirket batar gözüyle bakıyor. Kayyum eğer bir şirkete veya kuruma atanmış ise, o yapı düzgün ve usulüne uygun yönetileceğinden mağduriyet durumlarına neden olmayacaktır. Kayyum yapılan yanlışları düzelterek projelerin veya ticari faaliyetleri devam ettirecektir. Ancak her şirketin tüm yanlışları düzeltilemeyeceği için tüketiciyi iflas masasına yöneltebilecektir. Maalesef bazı şirketlerin içinin boşaltılması veya mal varlıklarının başka ele geçirilmesi söz konusu olabilir. Bu durumda mağduriyetler oluşabilir ancak her kayyum atanan şirket aynı durumu yaşayacak diye önyargılı olmamalıyız.” dedi.

Ödenmeyen Senetlere İcra Takibi

Gözaltı süreçlerinde kişisel mal varlıklarına el konulan kişilere yönelik alınan kararların tedbiren alındığını belirten TÜSODER Genel Başkan Yardımcısı ve Emlak Komisyonu Başkanı Kolçak: “Senetlerde anlaşmaya dayalı bir durum söz konusu olduğundan tüketici konutun vaadedilen sürede teslim edilmemesi halinde ödeme sorumluluğu taşımaz. Bu durumda kötü niyetli firmalar icra takibi başlatabilir. Ancak sözleşmede yer alan hususlar gereği ödeme yapılması için karşılığında bir bedel olması gerektiğinden tüketici ödeme yapmama hakkına sahiptir. Böylelikle haklı tüketici Menfi Tespit Davası açarak bedelsiz senetlerde borçsuzluğunu ispat edebilir.”

Konut Kredisinden Bankanın Sorumluluğu

Konut kredisinde bağlı kredi konusunda da açıklamalarda bulunan Kolçak, proje için firmanın anlaştığı bankadan özel bir kredi kullanıldığı durumda bankanın da sorumlu olduğunu söyledi ve ekledi: “Konut Finansmanı Sözleşmesi’ne göre, bankadan kullandığınız kredi miktarı kadar teslimden sonraki bir yıllık süre içerisinde bankanın müteselsilen inşaat şirketiyle beraber sorumluluğu vardır. Dolayısıyla alınan kredi bir projeye bağlı ise, banka konut projesini yapan firma kadar sorumludur. Bu durumda herhangi bir problem olduğu takdirde tüketicinin bankaya başvurup sözleşmeyi feshederek ödediği paraları geri alabilmesi mümkündür. Çünkü banka projenin garantörü konumunda olmaktadır.  Ancak son günlerde yaşanan olaylarla ilgili olarak firma sahiplerinin kişisel mal varlıklarına el konulması sözleşmeden cayma hakkı için yeterli değildir. Eğer ki firmanın mevcut işleyişi usulüne uygun ve düzgün şekilde gerçekleşmiyorsa, projenin yürütülmesinde sorunlar yaşanıyorsa ve tüm bunlar için kanıtlar elde edilebiliyorsa tüketici cayma hakkını kullanabilir.”

Paylaş

Bir cevap yazın

*