Triaj kategorisi: KIRMIZI VEYA SARI
– Major Depresyon (MD) nedir?
Depresyon dünyada en yaygın duygudurum (mood) bozukluğudur. Belli bir soruna, kayba tepki olarak gelişen reaktif depresyondan kişiyi intihara ve ölüme götürebilen major depresyona (MD) kadar farklı bir yelpazede incelenebilir.
MD dışındaki duygudurum bozuklukları sıklıkla acil servis bünyesinde tedavi edilmez. MD durumunda ise intihar eğilimi varlığı sık görülebildiğinden hemen tanınıp yatış yönünde değerlendirilmelidir. Ruhsal bozukluğu olanlar içinde erkeklerde, önceden bunu denemiş olanlarda, bulguları daha şiddetli olanlarda, alkol ve madde kullananlarda, ailede intihar öyküsü olanlarda girişim oranları artmaktadır. Genel anlamda ise yukarıda sayılanlar dışında ergenlik çağı ve yaşlılarda, işsiz/evsiz kalma gibi ani bir kriz durumu ile karşılaşanlarda, silaha ulaşımı kolay olanlarda, sosyal desteği zayıf olanlarda ve çevresindeki kişilerde intihar sıklığı fazla olanlarda intihar girişimi riskinin belirgin daha yüksek olduğu bilinmektedir.
MD nasıl tanınır?
MD’lu olguda genellikle yaşamdan zevk almama, düşük yaşam enerjisi ve libido, fazla veya az uyuma, fazla veya az yeme, yaşama kötümser ve umutsuz bakış, karar verme güçlüğü, olumsuz ruh hali, kendini değersiz veya suçlu görme, ölüme ilişkin düşünceler görülmekle birlikte deneyimsiz bir kişinin hemen ayırt edebileceği bir durum değildir. Belli ölçeklerle yapılan taramalarda alınan puanlar ile de tanıya yaklaşılabilmektedir. Psikiyatri polikliniğinden izlemi yaşamsal tehlikeleri önleyerek kişiyi üretken yaşama geri getirebileceğinden hastaların kontrol için polikliniğe davet edilmesi gereklidir.
- İntihar girişimi nedir?
Tipik olarak genç yaş ve üzerinde, aile öyküsü olan, MD’lu olgularda intihara eğilim ortaya çıkabilmektedir. Ancak MD dışındaki bazı hastalıklarda da (şizofreni, bipolar bozukluk, sınır kişilik bozukluğu, anksiyete bozukluğu, ve post-travmatik stres bozukluğu) intihar girişimleri bildirilmektedir.
İlaç alımıyla intihar girişimleri en büyük grubu oluştursa da kendini iple asma, ateşli silahla yaralanma, yüksekten atlama gibi çok farklı yöntemler de uygulanmaktadır. Ölümle sonuçlanan girişimlerde ise ateşli silah yaralanmaları daha ön plandadır. Sosyokültürel etkenler intihar girişimlerinin biçimleri ve klinik gidişleri üzerinde önemli değişikliklere yol açarlar. Örneğin kentsel nüfusun ve ilaç kullanımının artmasıyla son onyıllarda ağızdan alınan ilaçlarla zehirlenme oranlarında artış saptanmıştır. Bu olgular acil servis başvurularının yaklaşık %1’ini oluşturmaktadır. Bu olguların da çoğu tekli ilaç alımıdır.
Neler ayırt edilmelidir? İntihar girişimi olgusundan şüphelenildiğinde öncelikle tıbbi tüm diğer sorunlar ayırt edilmelidir. Örneğin böbrek veya karaciğer yetmezliği, bazı ilaç kullanımları, beyin damar hastalıklarında da MD benzeri bulgu ve yakınmalara rastlanabilmektedir. Bunlar dışlanmadan MD tanısına yönelmek ciddi yanlışlara götürebilir.
Bunun için böbrek ve karaciğer fonksiyon testleri, gebelik testi, elektrokardiyografi (EKG), akciğer filmi, kalp enzimlerini de içeren bazı testler istenebilir. Her olguda mutlaka bakılması gereken bir test grubu yoktur, hekiminiz bunları hastanın durumuna göre isteyecektir. Yakınma ve bulgulara bağlı olarak değişebilecek görüntüleme yöntemleri de (ultrasonografi, ekokardiyografi, bilgisayarlı tomografi, endoskopi vb.) gerekebilecektir. Bazı zehirlenme ajanlarının vücuttaki varlığı doğrudan testler istenerek de araştırılabilmektedir.
– Major depresyon ve intihar girişimi nasıl tedavi edilir?
Öncelikle hastaya yaklaşım ve iletişimin olumlu yönde, destekleyici, dostça ve içten olması durumunda hastalar kendini başka kişilere göre sağlık personeline daha iyi anlatabilmektedir. Hastayı yargılamak, suçlamak veya alay etmek kaçınılması gereken davranışlardır. Hastayı fiziksel olarak kısıtlamak gibi önlemlere tüm diğer yaklaşımlar işe yaramadığında başvurulmalıdır.
MD ve intihar girişimi düşünülen olgunun genellikle hastaneye yatışı gerekecektir. Tedavide öncelikle tam bir tıbbi değerlendirme yapılmalıdır. Acil müdahale gerektirebilecek yaşamsal sorunlar (ilaç zehirlenmesine bağlı kalp etkilenmesi, solunum merkezi baskılanması, travma bulguları, kemik kırıkları gibi) hemen tedavi edilir, daha sonra MD’ye yönelik yönetim basamaklarına geçilir.
Zehrin vücuttan uzaklaştırılması için çeşitli uygulamalar yapılabilir. Her hasta için gerekli olmasa da mide yıkama, aktif kömür uygulaması, hemodiyaliz veya hemoperfüzyon gibi çeşitli yöntemler hastanın durumuna göre seçilecektir. Gerektiğinde yoğun bakım izlemi de uygun görülebilir.
Hastanın yaşamsal durumunu etkileyebilecek sorunları çözülüp medikal tedavi başlanması sonrasında psikiyatri ile işbirliği yapılarak MD yönünden değerlendirilip tedavisine geçilecektir.
Acil Tıp Uzmanı
Prof. Dr. Özgür KARCIOĞLU
TÜSODER Yönetim Kurulu ve Sağlık Komisyonu Üyesi