COVID-19 Plazma tedavisi: Güncel durum, hayaller ve gerçekler – 1

Plazma: Kanın şekilli elemanları dediğimiz alyuvar, akyuvar ve diğer hücrelerin ayrılması (çökmesi) sonrasında üstte kalan sarı renkli sıvıdır. Kanın %55’i plazmadır. Asıl olarak su, tuz, antikorlar, enzimleri içerir. Kan pıhtılaşması ve bağışıklıkla ilgili birçok işlev plazma ile gerçekleşir.

Plazmaferez işleminde sağlıklı kişiden alınan kanın plazması ayrılarak fraksiyonasyona (ayrışmaya) tabi tutulur. Böylece herhangi bir bölümü (immün globulin, pıhtılaşma faktörü gibi) saflaştırılarak bir hastaya uygulanabilir.

COVID-19 tanısı aldıktan sonra iyileşip taburcu edilen hasta sayısı arttıkça bu diğer hastaların tedavisi için bir fırsat sunabilecektir. Pasif antikor tedavisi belli bir ajana karşı oluşmuş antikorların uygun bireye veya hastaya verilerek ondaki virüslerle savaşmasını beklemektir. Aktif aşılama ise virülansı olan ajanı, yani mikrobu organizmaya verip antikor oluşturmasını beklemektir. Bu zaman alıcı bir süreçtir. Bu nedenle pasif immünizasyon hızlı bağışıklık kazandırmak için tek pratik yöntem olabilir (Casadevall, 2020).

Öncelikle, çağdaş tıp literatüründe bu tedavi “Investigational COVID-19 Convalescent Plasma” olarak geçmektedir. Adından da anlaşılacağı gibi araştırma aşamasındadır.

Şekil. Antikorları oluşturan kişiden İHAP alımı ve gereksinim duyan hastaya verilmesi.

 

COVID-19 pandemisinde etkinliği kanıtlanmış tedavilerin yanında denemede olan veya çalışmalarının sonucu henüz alınmamış birçok tedavi de bulunmaktadır. Özellikle yaşamı tehdit eden şiddetli enfeksiyonu olanlarda yeterli kanıt olmasa da insanlar bu tedavilere umut ışığı olarak bakmaktadırlar. (Chen, 2020). COVID-19 geçiren hastadan plazma (IHAP) alınıp hasta olan kişiye verilmesi mantıklı görünmektedir. Birçok başka hastada da kullanılan bir yöntemdir.

Plazma tedavisi (PT) IHAP’ın SARS-CoV-2’ye karşı antikorlar içerebileceği ve bunun da hastalığı tedavi edebileceği varsayımına dayanmaktadır (Wu, 2020).

Biraz tarih: PT daha once 2009-2010 H1N1 influenza virus pandemisi, 2003’te Uzakdoğu’daki SARS-CoV-1 epidemisi, ve 2012’de Ortadoğu’daki MERS-CoV epidemisinde de kullanılmıştır. 1918’deki İspanyol gribi döneminde benzer tedavinin ölüm oranını %50 kadar düşürmüş olabileceği bildirilmiştir (Luke, 2006).

Plazma transfüzyonunun (PT) yan etkileri var mıdır?

Dünyada travma, şok, aşırı kanama gibi birçok kritik durumda Taze Donmuş Plazma (TDP) veya başka şekillerde uygulanmaktadır. PT’nin içeriğinde kanın şekilli elemanları uzaklaştırılmış olduğu için kan transfüzyonuna göre daha güvenli kabul edilmektedir. Yine de PT’nin tamamen masum olmadığı, sıvı yüklenmesi, alloimmünizasyon, transfüzyona bağlı akciğer hasarı (TRALI), allerji ve anafilaksi gibi birçok önemli istenmeyen reaksiyona yol açtığı bilinmektedir (Pandey, 2012). Damar yolundan verilen her 360 üniteden birinde reaksiyon geliştiği bildirilmiştir (Narick, 2012). Seyrek de olsa HIV-AIDS veya hepatit gibi önemli hastalık geçişleri de söz konusudur. Ateş reaksiyonuda oldukça sık görülür. Hemoliz ve alloimmunizasyon da bildirilmektedir.

TRALI daha çok doğumda gelişen lökosit antikorları ile ilişkili olduğundan çok doğum yapmış kadınlarda daha sık görülmektedir. Kadınların %17’sinde bu antikorların bulunduğu, bu nedenle şiddetli reaksiyona açık oldukları düşünülmektedir. Doğum yapmış kadınlardan plazma almadan önce HLA testi yapılması bu reaksiyonları azaltmaktadır (Bux, 2011). Bu nedenle Hollanda gibi bazı ülkelerde araştırmacılar bunu sadece erkeklere vermiş ve bu yolla reaksiyonlarda %33 azalma sağlamıştır (Wiersum-Osselton, 2011).

Ümit verici olduğu düşünülse de IHAP tedavisinin COVID-19 olgularında etkin bir tedavi olduğu kanıtlanamamıştır. Bu tedavinin bu hastalıkta etkili olduğunun kanıtlanması için klinik çalışmalarda etkisinin gösterilmesi, aynı zamanda güvenli olduğunun ortaya konması gereklidir. Ancak bundan sonra rutin tedavi protokolleri içine girebilecektir.

Deneme çalışmaları için FDA’nın da içinde olduğu ve destek verdiği uluslararası araştırmalar vardır. Bu araştırmalarda (expanded access protocol) şiddetli COVID-19 hastalarına PT uygulanabilecektir.

IHAP için kurallar:

IHAP COVID-19 geçirmiş ve kan verme kriterlerini karşılayan kişilerden alınabilir. Bunun için gerekli testler yapılmalıdır.

IHAP için “donasyon-kan verebilirlik kriterleri”

  • COVID-19 geçirmiş olduğunun lab kanıtları
      • Hasta iken tanı testi ile (nazofaringeal swab ile PCR)

veya

      • İyileşme sonrası SARS-CoV-2 antikorları için pozitif serolojik test ile

Yada:

  • Aşağıdakilerden biri ile:
    • Plazma vermeden en az 28 gün öncesinde semptomların tam olarak iyileşmiş olması

veya

    • Plazma vermeden en az 28 gün öncesinde semptomların tam olarak iyileşmiş olması + kan veya sürüntü ile PCR testinin (-) olması

 

  • Kadınların gebe olmaması ve doğum sonrası HLA antikorlarının (-) bulunmuş olması
  • SARS-CoV-2 nötralizan antikor titrelerinin yüksek olması (>1:80)
    • Eğer bu titreler hemen elde edilemiyorsa örnekler alınıp depolanır, titrelere daha sonra bakılır.

ABD’de IHAP ile acilen PT gerektirdiği düşünülen hastalar için FDA’ya başvurma kriterleri (National Expanded Access Treatment Protocol):

  • COVID-19 tanısını gösteren lab testleri
  • Şiddetli/ yaşamı tehdit eden COVID-19,:1
    • Aşağıdakilerden bir veya daha fazlası:
      • Nefes darlığı / dispne,
      • Dakika solunum sayısı >30,
      • Kan oksijen saturasyonu ≤ %93,
      • PaO2/FiO2 < 300,
      • Akciğer infiltrasyonunda > %50 artış (24-48 saat)
    • Yaşamı tehdit eden hastalık (Aşağıdakilerden biri):
      • Solunum yetmezliği,
      • Septik şok, ve/veya
      • Multipl organ yetmezliği
  • Bilgilendirilmiş onam al

Prof. Dr. Özgür KARCIOĞLU

 

Paylaş

Bir cevap yazın

*