Bulaşıcı Hastalığın Sözleşme İlişkilerine Etkisi

Bulaşıcı Hastalık: Bulaşıcı hastalık veya salgın hastalık, kaynağı ve sebebi ne olursa olsun, canlıdan canlıya bulaşabilen, şahıs veya malvarlığı zararlarına yol açan, önlenemeyen ya da önlenmesi zaman alan hastalıktır. İşbu hastalık doğal olarak oluşabileceği gibi insan tarafından da oluşturulmuş olabilir; insan tarafından oluşturulduğu durumlarda haksız fiil sorumluluğu gündeme gelecektir.

Bulaşıcı hastalık borç ilişkisinin tarafları dışında, tarafların öngörmeleri ve engellemeleri mümkün olmayan bir hal oluşturur, bu yönüyle mücbir sebep oluşturur. Öngörülebilen ve engellenebilen bulaşıcı hastalık mücbir sebep oluşturmayacaktır. Borçlunun borca aykırı davranışı, öngörmesi ve beklemesi mümkün olmayan olaya dayanırsa bundan dolayı sorumlu olmayacaktır. Bu durumdan borca aykırılıktan dolayı zarar gören alacaklı borçluyu sorumlu tutamayacaktır.

Mücbir Sebep: Borçlunun borca aykırı davranışının sebebi kendisi ve işletmesi dışındaki önceden öngörülmesi ve beklenmesi mümkün olmayan olaylara dayanması durumunda borçlu mücbir sebep durumunda yararlanır. Bulaşıcı hastalığın mücbir sebep sayılabilmesi ve borçluyu borca aykırılıktan dolayı sorumluluktan kurtarabilmesi için borçlunun edimini ifa etmesini etkilemesi gerekir. Bu anlamda bulaşıcı her hastalık borçluyu sorumluluktan kurtarmaz. Bulaşıcı hastalığın mücbir sebep sayılabilmesi için iki şartın bir arada bulunması gerekir.

1. Bulaşıcı hastalığın bulunması.

2. Edimin ifasının engellenmesi. İmkansızlığın borcu sona erdirebilmesi için kalıcı ve kesin olması gerekir. Geçici imkânsızlık borcu sona erdirmez. Borçlunun gecikmiş ifada bulunması mümkün olup, gecikmeden sorumlu olmayacaktır. Bu anlamda olmak üzere para borcunun ifası bulaşıcı hastalık nedeniyle gecikmiş olabilir. Fakat ifayı imkânsız hale getirmez. Bulaşıcı hastalığa rağmen borçlunun edimini ifa etmesi mümkün olabileceği durumlarda borcun ifa edilmemesi nedeniyle alacaklının uğradığı zararı tazmin yükümlülüğü doğacaktır.

7226 sayılı 25 Mart 2020 tarihinde yürürlüğe giren Torba Kanunun geçici 2. maddesinde yapılan “01 Mart 2020 tarihinden 30 Haziran 2020 tarihine kadar işleyecek işyeri kira bedelinin ödenmemesi kira sözleşmesinin feshi ve tahliye sebebi oluşturmaz.” düzenlemesi ile kira sözleşmeleri açısından bulaşıcı hastalığın mücbir sebep olduğu kabul edilmiştir. Bu kabul diğer sözleşmeler açısından ve borç ilişkilerinin geneli açısından karine oluşturacağı kanaatindeyiz. Paralel olarak özel yurtlarda kalan öğrenciler, örgün eğitim yerine online eğitime geçilmesi nedeniyle yurt ile akdettiği sözleşmeyi kalan süre için feshedebilir.

Bulaşıcı hastalık nedeniyle edimin ifası imkânsız hale gelmişse, edim yükümlülüğü sona erer. Borçlu bu durumda ani edim doğuran sözleşmeden dönebilir, sürekli edim borcu doğuran sözleşmeyi feshedebilir. Bulaşıcı hastalık nedeniyle borcun ifası imkânsız hale gelmemişse; borçlu sözleşmeden dönmemişse veya sözleşmeyi feshetmemişse veya edimin ifası aşırı derecede güçleşmişse sözleşmenin yeni koşullara uyarlanması gündeme gelecektir.

Sözleşmenin Uyarlanması: Bulaşıcı hastalık sözleşmeden doğan borçlarda, borcun ifasını imkânsız hale getirmemiş ve sözleşmeden dönme ya da feshinin koşulları mevcut değilse, TBK 138. maddesi gereğince “aşırı ifa güçlüğü” nedeniyle sözleşmenin yeni koşullara uyarlanması gündeme gelebilir. Uyarlama geçerli bir şekilde kurulmuş olan sözleşmeden doğan bir borcun sonradan ortaya çıkan bir sebeple ifasının aşırı güçleşmesi nedeniyle, henüz borcunu ifa etmemiş ya da ifa etmekle birlikte buna ilişkin haklarını saklı tutmuş olan borçlunun sözleşmenin yeni koşullara göre güncellenmesini isteme hakkıdır. Bulaşıcı hastalık nedeniyle edimin ifasının güçleşmesi sonucu uyarlama edimde olabileceği gibi sürede de söz konusu olabilir.

Av. Yağız GÜNDOĞDU

Hukuk Komisyonu Üyesi

Paylaş

Bir cevap yazın

*